İK’cı Şiir Yazar mı?

İnsan Kaynakları Yönetimi alanında çalışmakla birlikte, ayrıca şiir ve ebru sanatı ile de ilgileniyorum.

2023 yılı Mart ayında yayınlanan “Bir Şiir Kalsın Yarına” isimli kitabımda ebruların da yer aldığı şiirler: “Şiir onu yazana değil, ona ihtiyacı olana aittir” (*) sözünde olduğu gibi artık ihtiyacı olana aittir.

Bu yazıyı; “Bir Şiir Kalsın Yarına ” isimli şiir kitabımın, çok değerli arkadaşımın (Sn. Zuhal Cankurt) ince düşüncesi ve çabası ile Almanya/Stuttgart Şehir Kütüphanesinde yabancı yayınlar bölümündeki kitapların arasında yer aldığını öğrendiğim ve tarifsiz mutluluğu, sevinci, heyecanı yaşadığım gün yazdım.

“Bir Şiir Kalsın Yarına” kitabım yurt içinde ve yurt dışında ona ihtiyacı olan şiir severleri bekliyor…

Şiir kitabımı alan şiir severler aynı zamanda sosyal sorumluluk anlamında da katkıda bulunmuş olacaklardır. Çünkü; kitabın gelirini, omurilik felçlilerinin tekerlekli sandalye ihtiyacını karşılamak üzere Omurilik Felçlileri Derneğine bağışlayacağım.

Şiir kitabım aracılığı ile Omurilik Felçlileri Derneğine destek olan herkese sonsuz teşekkürler…

Kitap destek için:

https://www.kitapyurdu.com/kitap/bir-siir-kalsin-yarina/645003.html&filter_name=bir+siir+kalsin+yarina

Sadece İK’cıların değil genel olarak iş hayatındaki her çalışanın; iş dışında odaklanacağı şiir, ebru, müzik, resim, tiyatro vb. farklı alanlar bulmasının önemli, faydalı ve gerekli olduğunu düşünüyorum.

Böylece, genellikle yoğun ve baskı altında geçen iş hayatı dışında, farklı alanlara yönelmenin; yaşamı zenginleştirmeye, çok yönlülüğü ve olaylara bakış açısını geliştirmeye, kişisel farkındalığı artırmaya, stresle mücadeleyi kolaylaştırmaya faydası olacaktır.

Özellikle; iş dışında farklı alanlarda kendinize ait bir zaman diliminde, kendinizle baş başa kalabilmek, bir şeyler üretmek ve paylaşmak çok özel ve güzel bir deneyim.

(*) Nobel Edebiyat Ödülü sahibi, dünya edebiyatının usta şairlerinden Pablo Neruda’nın yaşamını anlatan 1994 yapımı “Postacı” isimli filmde Neruda’nın mektuplarını taşıyan bir postacı tarafından söylenmiş bir sözdür. Şiir ile okuyucuyu birbirine kavuşturma amacında olan şairin yazdığı şiir’in; insanlar ile kuvvetli bağ kurarak herkesin olması ama en çok ihtiyacı olana bağlanmasını ifade etmektedir.

Kitap Okuma Zamanı Üzerine…

IMG_20150720_004549

Kitaplar, kitap okumanın önemi, kitap sevgisi gibi kelimeler geçtiğimiz hafta kutlanan kütüphane haftasında epeyce dile getirilen konulardı mutlaka.

Kitapseverler için okumak bir yaşam biçimidir. Kitap okumadan uyuyamayanlar, hayatında boşluk hissedenler, ruhunun aç kaldığını düşünenler, her gün mutlaka kitap okumayı alışkanlık edinenler, kitaplara tutkulu olanlar  vardır aramızda.

Kitap okumamak veya okuyamamak ile ilgili kurulan cümlelerden en fazla kurulan cümlenin “Kitap okumaya zaman bulamıyorum…”cümlesi olduğu bir gerçektir.

Zaten; birbirinden farklı ortamlarda yetişen farklı hayatları olan insanların kitap okuma konusunda benzer gerekçeleri kullandıkları da bunu doğrular niteliktedir.Mesela; iyi eğitim almış, başarılı bir iş hayatı olan bir kişinin de; maddi durumu iyi olmayan, eğitim seviyesi kısıtlı olan diğer bir kişinin de aynı kelimelerle “Kitap okumaya zaman bulamıyorum…”cümlesini kurması ilginçtir.

Aslında çoğu zaman; kitap okumayı sevdiğimizi fakat hayatın yoğun akışı içerisinde kitap okumaya zaman bulamadığımızı söylüyoruz.

Öyleyse; herkesin çok yoğun, çok meşgul ve yaşam kaygısı içerisinde olduğu günümüz koşullarında; acaba okumanın vakti nasıl bulunur? Günün hangi saatinde, hangi ortamda okumak gerekir? gibi sorular aklımıza gelebilir.

Acaba, okumak için “kitap okuma zamanı” diye bir saat yaratmaya çalışmadan, okumak için ayrı bir hazırlık yapmadan, özel bir mekan oluşturmadan, her zamankinden farklı bir ruh haline ihtiyacı olmadan, kitap okumaya nasıl zaman ayırabiliriz.

Öyle sanıyorum ki! İçinde roman yada hikaye veya tarihsel-belgesel-macera-polisiye-şiir vb. türleri barındıran kitap denilen şeyin hem sonsuza uzanan bir alem hem de basit bir nesne olduğunu, günlük hayatın içinde oradan oraya taşınacak, sayfaları karıştırılıp eskitilecek, işaretlenip çizilecek, yanına notlar düşülecek sayfalar ve kelimeler topluluğu olduğunu unutmadan, ne fazla abartılması ne de fazla küçümsenmemesi gerekmektedir.

Bir yerden bir yere seyahat ederken, -Serviste işten eve, evden işe giderken, -Toplu ulaşım araçlarında boş otururken, -Trafikte, Takside, Kuaförde beklerken, -İş yerinde dinlenme aralarında,  -Geçici olarak bir yerde dururken…yani günlük hayatın içerisindeki  Yönetici, Öğretmen, Tezgahtar, Garson, İş adamı, Memur, İşçi, Öğrenci her kim olursa olsun herhangi bir anda; o ufacık ve daracık gibi görünen anlarda okumaya vakit ayırmamız mümkündür.Yeter ki yanımızda okuyacak roman, hikaye, şiir vb. kitabımız olsun!

Ayrıca; basın yayın kanallarında rastladığımız kitap okumayla ilgili kampanyalar, örnek uygulamalar, hem kitap okumayı sevdiren, ilgi ve dikkat çekici, hem de paylaşmayı teşvik eden, sosyal sorumluluk projesi niteliği taşımaktadır.

FB_IMG_1459596751930

al-govtur-oku-getir-822320

Biz birçok şeyi gerçekleştirmek için zamansızlıktan yakınırken;

Belki de! Bir kitapta okuduğum cümlede olduğu gibi…Zaman dediğimiz olgudur bizi elinde tutan ya da günü geldiğinde bırakan…?